Vergi Dünyasını Keşfet
Popüler Başlıklar
- Birleşme Bölünme Ve Tür Değiştirme Hallerinde Vergi Uygulamaları
- Yargı Kararı Derlemesi -2: Dar Mükellef Kurumlara Yapılan Ödemelerde Vergilendirme
- Tevsi Yatırımlarda İndirimli Kurumlar Vergisi Hesaplaması
- Dönem Sonu Değerleme İşlemleri
- Avans Kar Paylarının Şirkete Geri Çağrılmasının Vergisel Sonuçları
Vergi Dünyası Hesabım
- Üye Ol
-
Giriş
Yeni Üye Ol
Üye hesabı oluşturarak, daha hızlı alışveriş yapabilir, yeni ve eski siparişlerinizin durumunu güncel takip edebilirsiniz.
Yeni Üye Ol -
Sepetim
Sepetinizde 0 ürün var
- Arama
BİLGİ
BİLGİ

Küresel Asgari Kurumlar Vergisi Ve Türkiye: Yeni Düzenlemenin İş Dünyasına Etkileri
KÜRESEL ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ VE TÜRKİYE: YENİ DÜZENLEMENİN İŞ DÜNYASINA ETKİLERİKÜRESEL ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ VE TÜRKİYE: YENİ DÜZENLEMENİN İŞ DÜNYASINA ETKİLERİ
Erdal Aydın
Yeminli Mali Müşavir / Vergi Uzmanı
Küresel Asgari Vergi Neden Gündeme Geldi?
Son yıllarda küresel ekonomideki dijitalleşme ve sermaye hareketliliği, çok uluslu şirket (ÇUŞ) yapılarının iştiraklerini ulusal sınırların ötesine taşıyarak, vergiye tabi kazançlarını düşük veya sıfır vergili ülkelere kaydırmalarını kolaylaştırdı. Yabancı yatırımcıları çekmek için düşük kurumlar vergisi oranları ve teşvikler uygulayan ülkeler arasında ise ciddi bir vergi rekabeti oluştu. Bu rekabet; hem kazancın elde edildiği ülkelerde vergi kaybının yaşanmasına, hem de uluslararası ölçekte bir vergi adaletsizliğine sebebiyet verdi.
OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) tarafından geliştirilen Küresel Asgari Kurumlar Vergisi düzenlemesiyle; ÇUŞ’lerin Dünya genelinde asgari %15 oranında vergilendirilmesi, ülkeler arasında vergi tabanını yeniden dağıtılması ve vergi rekabetinin önlenerek düşük vergili ülkelere yapılan kâr aktarımlarının azaltılması amaçlanmaktadır.
Ayrıca bu düzenleme sadece vergi adaletini artırmakla kalmayıp; ülkeleri kurumlar vergisi teşvik politikalarını da gözden geçirmeye zorunlu kılıyor. Böylece, uluslararası ticarette de yeni bir denge sağlanması söz konusu olabilecektir.
Düzenleme Neleri Değiştiriyor?
Küresel Asgari Kurumlar Vergisi; ÇUŞ’lerin Dünya genelindeki faaliyetlerinden doğan vergi yükünü belirlemek için Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS/IFRS) temel alınarak tespit edilen kârlarının, OECD rehberine uygun düzeltmeler neticesinde hesaplanması esasına dayanıyor. Vergi yükü %15’in altında kalan ülkelerde faaliyet gösteren şirketler için tamamlayıcı vergi uygulaması devreye giriyor. Eksik kalan vergi, öncelikle kazancın elde edildiği ülkede alınamazsa, nihai ana şirketin bulunduğu ülke veya başka bir ilgili ülke tarafından tahsil ediliyor.
Bu çerçevede OECD’nin geliştirdiği kurallar üç ana başlık altında toplanıyor:
· Gelirin Dahil Edilmesi Kuralı (Income Inclusion Rule – IIR): Düşük vergili ülkelerdeki iştiraklerin gelirleri, nihai ana işletmenin mukim olduğu ülkede tamamlayıcı vergiye tabi tutuluyor.
· Yetersiz Vergilendirilen Ödemeler Kuralı (Undertaxed Payment Rule – UTPR): Nihai ana işletmenin bulunduğu ülkenin bu kuralları uygulamaması durumunda, eksik vergiyi diğer ülkelerin tahsil etmesine olanak tanıyor.
· Nitelikli Yerel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi (Qualified Domestic Minimum Top-up Tax – QDMTT): Kaynak ülkenin, eksik kalan tamamlayıcı vergiyi tahsil ederek başka ülkelere vergi kaybını engellemesini sağlıyor.
Türkiye’de Faaliyette Bulunan Şirketlere Etkileri
Türkiye’de faaliyet gösteren ve konsolide gelirleri (önceki dört hesap döneminin en az ikisinde) 750 milyon Avro üzerindeki ÇUŞ’ler düzenlemeden doğrudan etkilenecek. Bu şirketlerin, Türkiye’deki teşvikler nedeniyle efektif vergi yükleri %15’in altına düşüyorsa, eksik kalan vergi tutarı Türkiye’de QDMTT yoluyla tahsil edilecek.
Bu vergiden etkilenmesi beklenen 57 Türk ÇUŞ olduğu, bunların Türkiye’de 1.431 yurt dışında ise 1.848 şirketinin bulunduğu, Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı ÇUŞ’lerin ise 2.134 işletmesinin bu vergiden etkileneceği ve bu kapsamdaki şirketlerden Türkiye’de yaklaşık 40 milyar TL’lik bir vergi tahsilatının yapılabileceği öngörülmektedir.
Bununla birlikte Türkiye mukimi ÇUŞ’lerin uluslararası iştirakleri nedeniyle ek vergi yükleri artabilir. Örneğin, Hollanda’da düşük vergili bir iştiraki olan Türk nihai ana şirket, eksik kalan vergiyi Türkiye yerine Hollanda’da ödemek zorunda kalabilir.
Türk Vergi Teşvik Sistemine Etkileri
Türkiye’de uygulanan vergi teşvikleri; özellikle yabancı yatırımcıyı çekmek, bölgesel kalkınmayı desteklemek ve istihdam sağlamak için önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Ancak, bu teşvikler nedeniyle efektif kurumlar vergisi yükü %15’in altına düşerse, ek vergi uygulanabilecektir.
Bu durum ülkemizdeki vergi teşviklerinin cazibesini azaltarak ve ÇUŞ’lerin mevcut ve yeni yatırım kararlarını gözden geçirmesine neden olabilir. Örneğin; yatırım teşvikleri kapsamında %5 kurumlar vergisi ödeyen bir şirket, bağlı olduğu ÇUŞ’in Türkiye’deki toplam efektif vergi yükünü %15’in altına düşürüyorsa, bu farkın Türkiye tarafından tamamlayıcı vergi ile vergilendirilmesi söz konusu olacaktır. Bu da yatırımcıların Türkiye’deki teşviklerden faydalanmak yerine, yüksek vergi oranlarına sahip ancak başka avantajlar sunan ülkelere yönelmesine yol açabilir. Ayrıca, bu tamamlayıcı vergi, özellikle Dünya’da sektör bazlı teşviği olan şirketlerimizin uluslararası arenada rekabet gücünü etkileyebilir.
Teşvik sisteminin revize edilmesi sürecinde kurumlar vergisi indirimleri yerine; AR-GE, teknoloji, istihdam, arazi tahsisi, finansman ve enerji desteği gibi doğrudan teşvikler sağlanarak, reel ekonomik faaliyete dayalı (Substance-Based Income Exclusion) desteklerin teşvik politikalarına entegrasyonu önerilmektedir. Gelişmekte olan bir ülke olarak; ihracat odaklı sektörlere, katma değer üreten projelere yönelerek teşviklerimizin verimliliğini artırmak ve uluslararası yatırımcıları çekmek için yeni politikalar geliştirmemiz önceliğimiz olmalıdır.
Türk Maliyesinin ve Şirketlerinin Uyum Çalışmaları
Türkiye; Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisine ilişkin mevzuatı 2024 hesap dönemine (Yetersiz Vergilendirilen Ödemeler Kuralına ilişkin kısmı ise 2025 hesap dönemine) etki edecek şekilde yürürlüğe aldı. Ayrıca Nitelikli Yerel Tamamlayıcı Vergi (QDMTT) ile %15 efektif verginin altında kalanlardan tamamlayıcı vergi alınacak. Bu sayede, başka ülkelerin Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerden vergi tahsil etmesinin önüne geçildi.
Uyum çalışmaları kapsamında diğer bir güncel gelişme olarak; Türkiye’nin iç mevzuatına aldığı yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi düzenlemeleri OECD tarafından “Nitelikli Düzenleme” statüsüne alındı. Böylece, Türkiye’nin getirdiği yasal düzenlemelerin OECD’nin kurallarına tam uyumlu olduğu teyit edilerek, Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı ÇUŞ iştiraklerinin, ilgili diğer ülkeler tarafından vergilendirilmesi önlendi.
Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi kapsamında ödenecek verginin hesaplanması oldukça karmaşıktır ve çok sayıda departmanın birlikte çalışmasını gerektirmektedir. Kapsama giren şirketlerimizin, yeni kurallar ve yükümlülükler hakkında bilgi sahibi olması için ilgili (vergi, muhasebe, raporlama, finans, vb.) yurt içi ve yurt dışı departmanlarının eğitilmesi ve bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Türk Vergi idaresi’nin bu mevzuatın uygulamasına ilişkin detaylı bir Tebliğ’i 2025 yılının ilk çeyreğinde yayınlaması beklenmektedir. Vergi İdaresinin, bu karmaşık ve yeni mevuata ilişkin şirketlere yol gösterecek rehberler yayınlaması ve raporlama süreçlerini kolaylaştıracak dijital altyapılar geliştirmesi faydalı olacaktır.
SONUÇ
Küresel Asgari Vergi düzenlemesi, vergi sistemini ve teşvik politikalarını yeniden şekillendirme gerekliliği doğuruyor. Türkiye’nin proaktif bir şekilde bu düzenlemelere uyum sağlaması, vergi gelirlerini korumasının yanında, şirketlerimizin uluslararası rekabet gücü için de önemli olacaktır. Bu süreçte, hem yerel teşvik politikalarının revizyonu hem de ÇUŞ’lerin yeni kurallara adapte olabilmeleri için kapsamlı bilgilendirme ve destek mekanizmaları hayata geçirilmelidir. Türkiye; kendisi için olumsuz görünen bu düzenlemeyi fırsata çevirerek, yeni döneme uygun yatırımları çekme kapasitesini artıracak politikalar geliştirebilir ve uluslararası ekonomideki konumunu güçlendirebilir.