Vergi Dünyasını Keşfet
Popüler Başlıklar
- Birleşme Bölünme Ve Tür Değiştirme Hallerinde Vergi Uygulamaları
- Yargı Kararı Derlemesi -2: Dar Mükellef Kurumlara Yapılan Ödemelerde Vergilendirme
- Tevsi Yatırımlarda İndirimli Kurumlar Vergisi Hesaplaması
- Dönem Sonu Değerleme İşlemleri
- Avans Kar Paylarının Şirkete Geri Çağrılmasının Vergisel Sonuçları
Vergi Dünyası Hesabım
- Üye Ol
-
Giriş
Yeni Üye Ol
Üye hesabı oluşturarak, daha hızlı alışveriş yapabilir, yeni ve eski siparişlerinizin durumunu güncel takip edebilirsiniz.
Yeni Üye Ol -
Sepetim
Sepetinizde 0 ürün var
- Arama
BİLGİ
BİLGİ
Sat-kirala-geri Al Uygulaması Ve Enflasyon Düzeltmesi
Sat-kirala-geri Al Uygulaması Ve Enflasyon DüzeltmesiSAT-KİRALA-GERİ AL UYGULAMASI VE ENFLASYON DÜZELTMESİ
İsmail ONAY
Eski Hesap Uzmanı
https://orcid.org/0000-0003-4256-9679
Öz
İşletmeler tarafından, aktiflerinde yer alan varlıkların varlık kiralama şirketleri, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına “kiraya verilmek üzere” satılması ve kira sözleşmesinin sonunda satıcı işletmeye geri satılması şeklinde ifade edilebilecek olan “sat-kirala-geri al” uygulamasının iktisadi sonuçları, ipotek karşılığı kredi kullanmasının iktisadi sonuçları ile aynıdır. Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümlerinin işletilişinde işletme bünyesinde doğurduğu kazanç tutarları her iki uygulama için dönemsel perspektiften farklı sonuç doğurmaktadır.
Vergisel sonuçlardaki bu farklılıkları ortadan kaldırmak amacıyla 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasında istisna düzenlemesine yer verilmiştir. Zira “Sat-kirala-geri al” uygulamasında VUK’un değerlemeye ait hükümlerine göre iktisadi kıymetin tarihi değeri aktiften çıkmakta, kiralama işlemine bağlı güncel değer Haklar Hesabı adı altında aktife girmektedir. Normal işleyişte kar olarak dikkate alınan aradaki fark, KVK’daki istisna düzenlemesi çerçevesinde fon hesabına alınmaktadır. Fon hesabı, iktisadi kıymetin “sat-kirala-geri al” uygulamasının tamamlanmasından sonra üçüncü kişilere satışında genel hükümler çerçevesinde kar hesabına alınarak kapatılmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi işlemlerinde Haklar Hesabında oluşacak enflasyon fark hesabının nasıl tespit edileceği özellikli konular arasındadır. Fark tutarının tespitinde, Haklar Hesabında yer alan değerin mi yoksa hakkın konusu olan iktisadi kıymetin defter değerinin mi endekslenmesi gerektiği hususu bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
Yazımızda, Haklar Hesabına kaydedilen hakkın konusunu oluşturan iktisadi kıymetin tarihi değerinin, ilk aktife alındığı tarihten itibaren endekslenmesi, endekslenme sonucu bulunan yeni değer ile Haklar Hesabında yer alan yeni değerden hangisi büyükse o değerin Haklar Hesabındaki güncel değer olarak dikkate alınması gerektiğini ileri sürmekteyiz.
İlgili Kanun | İlgili Kanun Maddesi |
---|---|
213 sayılı Vergi Usul Kanunu | Mükerrer 290, mükerrer 298 |
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu |
Anahtar Kelimeler:“Sat-kirala-geri al”, “enflasyon düzeltmesi”, istisna kazanç”
1. GİRİŞ
Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon ortamı, bilanço usulüne göre defter tutan vergi mükelleflerinin mali tablolarını da etkilemektedir. Enflasyonist ortam, mali tablolarda tarihi değerle yer alan kalemlerin gerçek satın alma gücünün, defter değerlerinden oldukça farklı olması ile sonuçlanmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi uygulaması ile enflasyonun mali tablolar üzerindeki etkisinin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Bu amaca uygun olarak bilançoda tarihi değerle yer alan kalemlerin defter değerleri, enflasyon oranı göz önünde bulundurularak güncellenmektedir. Bu şekilde yapılacak güncelleme nedeniyle oluşan farklar kar hesabı ile ilişkilendirilmekte ve mali tablolara yansıyan kar kalemi üzerindeki enflasyonist etki de devre dışı kalmaktadır.
Yasal düzenlemede, hangi bilanço kalemlerinin hangi ilkeler çerçevesinde ne şekilde düzeltileceği belirtilmiş ve uygulamaya ilişkin olarak Vergi İdaresi tarafından Tebliğ, sirküler ve özelge bazında açıklamalarda bulunulmuştur.
İlk defa 31.12.2003, son olarak 31.12.2004 tarihli bilançonun düzeltilmesi sırasında uygulanan müessesenin uygulama döneminden sonra, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na “sat-kirala-geri al” olarak adlandırılan bir istisna uygulaması yürürlüğe konulmuştur. İktisadi sonuçları bakımından “ipotek karşılığı kredi” uygulaması ile eşdeğer olan “sat-kirala-geri” uygulamasına bağlı işlemler nedeniyle doğan kazançların kurumlar vergisi matrahı karşısındaki durumu, “ipotek karşılığı kredi” uygulamasına eşdeğer olacak şekilde kaleme alınmıştır.
Yazımızda “sat-kirala-geri al” uygulamasının enflasyon düzeltmesi karşısındaki durumu irdelenmiştir.
2. HAKLAR VE ENFLASYON DÜZELTMESİ UYGULAMASI
2.1. Haklar
Finansal kiralama işlemlerinde gerek kiracı gerekse de kiralayan tarafından yapılacak değerleme ve amortisman işlemlerine ilişkin esaslara VUK’un mükerrer 290’ıncı maddesinde yer verilmiştir.
Madde hükmüne göre kiracı tarafından finansal kiralama işlemine konu iktisadî kıymeti kullanma hakkı ve sözleşmeden doğan borç, kiralama konusu iktisadî kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenir.
Örneğin finansal kiralamaya konu iktisadi kıymetin sözleşme tarihi itibariyle geçerli rayiç bedelinin ve net bugünkü değerinin 10 milyon TL olması halinde, kiracı, kiralama hakkını 10 milyon TL olarak aktifleştirecektir. Aktifleştirilecek hesabın ismi ise 1 Seri Nolu Muhasebe Uygulama Genel Tebliğine ekli Hesap Planı açıklamalarına göre 260. Haklar Hesabı olacaktır.
Madde hükmüne göre kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan kira ödemeleri, borç anapara ödemesi ve faiz gideri olarak ayrıştırılır. Ayrıştırma işlemi, her bir dönem sonunda kalan borç tutarına sabit bir dönemsel faiz oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde yapılır.
Bu çerçevede borç ana para ödemesi ve faiz giderinin toplamı pasifleştirilecektir. Yukarıdaki örnekte ana para ödemesi, net bugünkü değeri ifade eden, 10 milyon TL olacaktır. Faiz ödemesinin de 12 milyon TL olması halinde, 22 milyon TL pasifleştirilecektir. 260. Haklar Hesabı adı altında aktifleştirilen 10 milyon TL ile borç olarak pasifleştirilen 22 milyon TL arasındaki farkı ifade eden 12 milyon TL ise 302. Ertelenmiş Finansal Kiralama Borçlanma Maliyetleri Hesabı adı altında pasifi düzenleyici hesap adı altında “eksi değerle” pasifleştirilecektir.
Dönemsel borç ödemelerinin tamamı başlangıçta kayda alınan 22 milyon TL’lik pasifleştirilmiş tutardan mahsup edilirken, ödemenin faize isabet eden kısmı (12 milyon TL), başlangıçta düzenleyici hesap olan 302. Ertelenmiş Finansal Kiralama Borçlanma Maliyetleri Hesabına kaydedilen tutarın ilgili kısmının giderleştirilmesi ile yıllar içerisinde yok edilecektir.
3. SAT-KİRALA-GERİ AL UYGULAMASI
KVK’nın 5/1-j ve 5/1-k maddelerinde “sat-kirala-geri al” olarak adlandırılabilecek bir istisna düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan istisna uygulamalarından j bendinde “her türlü taşınır ve taşınmaz malların 6361 sayılı Kanun kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına satışından doğan kazançlar ve bu kurumlarca söz konusu varlıkların devralındığı kuruma kira süresi sonunda devrinden doğan kazançlar”; k bendinde ise “her türlü varlık ve hakların, kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile varlık kiralama şirketlerince bu varlıkların devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar” istisna kapsamına alınmıştır.
İstisna uygulaması ile iktisadi kıymeti satan işletme bünyesinde iktisadi kıymetin tarihi değerinin yerini, Haklar Hesabı adı altında takip edilen “işlem tarihi itibariyle geçerli net bugünkü değer” alacaktır. Bilanço aktifinde yer alan değer artışının pasifteki karşılığı fon hesabına alınarak kurum kazancından istisna edilecektir. Bu arada yeni değer üzerinden ayrılan amortismanın, iktisadi kıymetin tarihi değerine isabet eden kısmı doğrudan sonuç hesapları ile ilişkilendirilirken, bakiye amortisman fon hesabından mahsup edilecektir.
Sat-kirala-geri al uygulamasının sonra ermesi ile birlikte Haklar Hesabı adı altında yer alan değer aynı değerle bu defa ilgili iktisadi kıymet adı altında yeniden kayıtlara alınacak; bu arada fon hesabı ve birikmiş amortisman hesabı aynı değerle kayıtlarda yer almaya devam edecektir. Amortisman uygulaması, yukarıdaki paragrafta kaleme alındığı şekliyle uygulanmaya devam edecektir.
Devamında işletmenin söz konusu iktisadi kıymeti üçüncü kişilere satması halinde, iktisadi kıymetin defter değeri ile satış bedeli arasındaki farka birikmiş amortisman tutarı ve bakiye fon hesabındaki değerler ilave edilerek satış kazancı tespit edilecektir.
4. KONUNUN ENFLASYON DÜZELTMESİ KARŞISINDAKİ DURUMU
Konunun enflasyon muhasebesi uygulaması karşısındaki durumu çeşitli boyutlardan ele alınabilir.
4.1. Haklar Hesabının Parasal Kalem Niteliği
Parasal kalem, VUK’un mükerrer 298’inci maddesinde, “Türk Lirasının değerindeki değişmeler karşısında nominal değerleri aynı kaldığı halde satın alma güçleri fiyat hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetler” olarak tanımlanmıştır. Sat-kirala-geri al uygulamasında Haklar Hesabı adı altında takip edilen değer bu tanım karşısında “parasal olmayan kalem” olarak değerlendirilecektir. Nitekim taslak Tebliğ’de de bu şekilde tasniflenmiştir.
Sat-kirala-geri al uygulamasında Haklar Hesabı adı altında takip edilen değer “sat-kirala-geri al” uygulamasının başladığı tarih itibariyle “kira ödemelerini net bugünkü değeri ile iktisadi kıymetin rayiç bedelinden düşük olanı” ile kayıtlara alınmıştır. Bu değerin, iktisadi kıymetin “işlem tarihi itibariyle güncel değeri olarak kabul edilmesi” mümkün değildir. Zira uygulamaya konu iktisadi kıymetin rayiç değerinden daha düşük bir değerle “sat-kirala-geri al” uygulamasına konu olması mümkündür. Bu durumda Haklar Hesabı’nda yer alan değerin her zaman defter kayıt tarihi itibariyle geçerli rayiç değerini temsil ettiği iddia edilemez. Bu nedenle gerek “sat-kirala-geri al” uygulaması devam ederken, gerekse de uygulamanın sona ermesinden sonraki bir tarihte enflasyon düzeltmesi yapılırken, düzeltmeye esas tarih olarak ilgili iktisadi kıymetin aktife alındığı ilk tarihin esas alınması gerekir. Düzeltmeye esas tutar olarak ise Haklar Hesabı adı altında takip edilen değerin değil, “sat-kirala-geri al” uygulamasının başlamasından önce geçerli defter değerinin esas alınması icap eder.
Konu lafzi yorum ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde ise farklı bir sonuca ulaşılmaktadır. Kanunda Haklar Hesabında yer alan değerler için düzeltmeye esas tarihin “deftere kayıt tarihi” olduğu belirtilmiştir. Bu durumda düzeltmeye esas tarihin de “sat-kirala-geri al” uygulamasının başlangıç tarihi olarak dikkate alınması icap eder gibi gözükmektedir. Ancak benzer bir durum, daha önce yapılmakta olan yatırımlar hesabında takip edilirken yatırımın tamamlanmasıyla ilgili olduğu hesaba aktarılan değerler için de geçerlidir. Vergi İdaresi böyle bir durumda düzeltmeye esas tarihin “yapılmakta olan yatırımlar hesabına alınan tarih” olacağı şeklinde, son derece isabetli bulduğumuz bir yaklaşım benimsemiştir.
Bizim ideal plandaki anlayışımız, “istisnai bir durum dışında”, fon hesabındaki değerin doğrudan geçmiş yıl kar veya zararları hesabına aktarılarak kapatılması gerektiği yönündedir. Zira fon hesabının oluşum nedeni, iktisadi kıymetin defter değerinde “sat-kirala-geri al” uygulaması nedeniyle oluşan artışı vergi dışı bırakmak ve bu arada ilgili iktisadi kıymet satıldığında ise bu değer artışının satış maliyetini yükseltici etkisini elemine etmektir. Enflasyon muhasebesi uygulamasında ilgili iktisadi kıymetin defter değeri düzeltildiğinde, endekslemeden doğan fark satış sırasında maliyet olarak dikkate alınacağından, fon hesabı, istisnai bir durum dışında, işlevsiz kalmak durumundadır. Başka bir deyişle fon hesabı bir çeşit “düzenleyici hesap” tır. Defter değerine yansıyan ancak maliyet olarak kabul edilmeyen değeri düzeltmektedir. Enflasyon düzeltmesi uygulamasıyla birlikte fon hesabının “düzenleyici olma vasfı” otomatik olarak ortadan kalkmıştır. İstisnai durum ise, iktisadi kıymetin ilk defter değerinin iktisap tarihinden 31.12.2023 tarihine kadar endekslenmesi sonucu bulunan değerin, Haklar Hesabında yer alan değerden düşük olması halidir. Bu durumda fon hesabı “düzeltme öncesi bilançoya göre Haklar Hesabında yer alan net defter değeri ile düzeltme yapılsaydı oluşacak net defter değeri arasındaki fark kadar” bilançoda yer almalıdır. Bakiye değer doğrudan geçmiş yıl kar veya zararları hesabına aktarılmalıdır.
Vergi İdaresi taslak Tebliğde “fon hesabının düzeltileceğine” hükmetmiştir. Düzeltmeden kastedilen endeksleme değil de “düzeltme öncesi bilançoya göre Haklar Hesabında yer alan net defter değeri ile düzeltme sonrası net defter değeri arasındaki fark tutarına revize etmek” şeklinde anlaşılırsa bizim görüşümüz geçerli olacaktır.
5. BİRİKMİŞ AMORTİSMANLARI DURUMU
Birikmiş amortismanlar için düzeltmede, bağlı olduğu iktisadi kıymetin defter değerinde meydana gelen artış oranı esas alınacaktır.
Konu, fon hesabı ile ilişkilendirilecek amortisman tutarının tespiti yönünden ayrıca önem arz etmektedir.
Haklar Hesabının düzeltilmesinde düzeltmeye esas tarihin, ilgili iktisadi kıymetin ilk defter değeri değil de deftere kayıt tarihi olarak dikkate alınması halinde, yapılması gereken işlem, iktisadi kıymetin tarihi değeri ile Haklar Hesabında düzeltme öncesi bilançoya göre tespit edilen değerinin birbirine olan oranının esas alınması şeklinde olacaktır. Basitleştirici bir varsayımla tarihi değeri 1 milyon TL olan iktisadi kıymetin Haklar Hesabında yer alan değerinin 10 milyon TL olması halinde, düzeltilmiş bilançoya göre tespit edilen yıllık amortisman tutarının yüzde 10’unun doğrudan gider hesapları ile bakiye değerin ise fon hesabından mahsup edilmesi gerekir.
6. FON HESABININ DURUMU
Haklar Hesabının düzeltilmesinde düzeltemeye esas tarihin, ilgili iktisadi kıymetin ilk defter değeri değil de deftere kayıt tarihi olarak dikkate alınması halinde, “Sat-kirala-geri al” uygulaması çerçevesinde tespit edilen fon tutarının endekslenmesinde hangi tarihin esas alınacağı açık değildir. Ancak uygulamanın birikmiş amortismanlardaki gibi olması ve söz konusu değerin, uygulamaya konu iktisadi kıymetin defter değerinde meydana gelen artış oranı esas alınarak düzeltilmesi gerekeceğini düşünüyoruz.
7. İDEAL PLANDAKİ UYGULAMA ÖRNEĞİ
İdeal plandaki bir uygulama için basitleştirici varsayımlarla aşağıdaki gibi bir örnek üzerinden ilerlenebilir.
İşletmenin “sat-kirala-geri al” uygulamasına konu ettiği iktisadi kıymetin maliyet bedeli 1 milyon TL’dir. İlk üç hesap dönemi (2017, 2018, 2019) için geçerli amortisman tutarı toplam 300 bin TL olup amortisman oranı yüzde 10’dur.
İşletme dördüncü yılda (2020) ilgili iktisadi kıymeti “sat-kirala-geri al” uygulaması çerçevesinde bir finansal kiralama şirketine devretmiştir. Kira ödemelerinin net bugünkü değeri 10 milyon TL olan uygulama için geçerli kazanç (10 milyon TL – 1 milyon TL + 300 bin TL =) 9.300.000 TL olacaktır. Bu tutar fon hesabına alınmıştır.
İşletme her yıl yüzde 10 oranından hesapladığı 1 milyon TL amortismanın (9.300.000 TL / 10.000.000 TL =) 930 bin TL’sini fon hesabından mahsup etmiş, kalan 70 bin TL’yi ise doğrudan gider olarak dikkate almıştır.
Böylece dördüncü yılın sonu olan 31.12.2023 tarihli enflasyon düzeltmesi öncesi değerler aşağıdaki gibi olacaktır.
İlk Defter Değeri | 1.000.000 |
Haklar Defter Değeri | 10.000.000 |
Birikmiş Amortisman | 4.000.000 |
Başlangıç Fon Hesabı | 9.300.000 |
Fon Hesabından Mahsup | 3.720.000 |
Bakiye Fon Hesabı | 5.580.000 |
İlk iktisap tarihi esas alınarak tespit edilen düzeltme katsayısının 12 olması halinde, ideal planda Haklar Hesabında yer alan değerin (1 milyon TL * 12 =) 12 milyon TL olması gerekir. Aradaki farkı ifade eden 2 milyon TL ise enflasyon düzeltme hesabı olarak kaydedilecektir. Birikmiş amortisman tutarı ise 4 milyon TL * (12 milyon / 10 milyon =) 4,8 milyon TL olarak düzeltilecektir. Bakiye fon olan 5.580.000 TL ise geçmiş yıl kar veya zararlarına atılarak kapatılacaktır.
İlk iktisap tarihi esas alınarak tespit edilen düzeltme katsayısının 8 olması halinde ise, ideal planda Haklar Hesabında yer alan değerin (1 milyon TL * 8 =) 8 milyon TL olması gerekir. Ancak düzeltme öncesi değer daha yüksektir. Bu nedenle Haklar Hesabı için herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır. Birikmiş amortisman tutarı da düzeltilmeyecektir. Düzeltilmiş olsa idi oluşacak değer 4 milyon TL * (8 milyon TL / 10 milyon TL =) 3,2 milyon TL olacaktı. Yani düzeltme işlemi gerçekleşse idi oluşacak net defter değeri (8 milyon TL – 3,2 milyon TL =) 4,8 milyon TL’dir. Hali hazırdaki net defter değeri ise (10 milyon TL – 4 milyon TL =) 6 milyon TL’dir. Demek ki (6 milyon TL – 4,8 milyon TL =) 1,2 milyon TL bakiye fon hesabı olmak durumundadır. İşte fon hesabı da (5.580.000 TL – 1.200.000 TL =) 4.380.000 TL kadar borç kayıt yapılarak geçmiş yıl kar veya zararları hesabı ile ilişkilendirilmelidir.
İlk iktisap tarihi esas alınarak tespit edilen düzeltme katsayısının 12 olması haline ilişkin örnekte, takip eden yıllar için 12 milyon TL üzerinden ayrılacak yıllık 1,2 milyon TL amortisman tutarı kazancın tespitinde genel hükümler çerçevesinde gider olarak dikkate alınacaktır. Ancak ilk iktisap tarihi esas alınarak tespit edilen düzeltme katsayısının 8 olması haline ilişkin örnekte bir fon hesabı olacağından, hesaplanan yıllık 1 milyon TL amortismanın, bakiye süre 6 yıl olduğundan (1.200.000 TL / 6 =) 200.000 TL’si fon hesabından kalan 800.000 TL’si dönem karından mahsup edilmesi gerekecektir.
Yine aynı örnekte kira sözleşmesinin 2024 yılı içerisinde tamamlanması halinde, İlk iktisap tarihi esas alınarak tespit edilen düzeltme katsayısının 12 olması uygulamasında, iktisadi kıymet deftere 12 milyon TL olarak alınacaktır. Aynı yıl 12 milyon TL bedelle satış işlemini gerçekleşmesi durumunda kazanç (12.000.000 TL – 12.000.000 TL + 4.800.000 TL =) 4.800.000 TL olarak hesaplanacaktır.
Aynı örnekte kira sözleşmesinin 2024 yılı içerisinde tamamlanması halinde, İlk iktisap tarihi esas alınarak tespit edilen düzeltme katsayısının 8 olması uygulamasında, iktisadi kıymet deftere 10 milyon TL olarak alınacaktır. Aynı yıl 12 milyon TL bedelle satış işlemini gerçekleşmesi durumunda kazanç (12.000.000 TL – 10.000.000 TL + 4.000.000 TL + 1.200.000 TL =) 7.200.000 TL olarak hesaplanacaktır.
İdeal plandaki anlayışımızın Vergi İdaresi tarafından kabul görüp görmeyeceği belirsizdir. Bu nedenle Vergi İdaresi açıklamalarının takip edilmesi gerekir.
8. SONUÇ
İşletmeler tarafından, aktiflerinde yer alan varlıkların varlık kiralama şirketleri, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına “kiraya verilmek üzere” satılması ve kira sözleşmesinin sonunda satıcı işletmeye geri satılması şeklinde ifade edilebilecek olan “sat-kirala-geri al” uygulamasının iktisadi sonuçları, ipotek karşılığı kredi kullanmasının iktisadi sonuçları ile aynıdır. Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümlerinin işletilişinde işletme bünyesinde doğurduğu kazanç tutarları her iki uygulama için dönemsel perspektiften farklı sonuç doğurmaktadır.
Vergisel sonuçlardaki bu farklılıkları ortadan kaldırmak amacıyla 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasında istisna düzenlemesine yer verilmiştir. Zira “Sat-kirala-geri al” uygulamasında VUK’un değerlemeye ait hükümlerine göre iktisadi kıymetin tarihi değeri aktiften çıkmakta, kiralama işlemine bağlı güncel değer Haklar Hesabı adı altında aktife girmektedir. Normal işleyişte kar olarak dikkate alınan aradaki fark, KVK’daki istisna düzenlemesi çerçevesinde fon hesabına alınmaktadır. Fon hesabı, iktisadi kıymetin “sat-kirala-geri al” uygulamasının tamamlanmasından sonra üçüncü kişilere satışında genel hükümler çerçevesinde kar hesabına alınarak kapatılmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi işlemlerinde Haklar Hesabında oluşacak enflasyon fark hesabının nasıl tespit edileceği özellikli konular arasındadır. Fark tutarının tespitinde, Haklar Hesabında yer alan değerin mi yoksa hakkın konusu olan iktisadi kıymetin defter değerinin mi endekslenmesi gerektiği hususu bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
Yazımızda, Haklar Hesabına kaydedilen hakkın konusunu oluşturan iktisadi kıymetin tarihi değerinin, ilk aktife alındığı tarihten itibaren endekslenmesi, endekslenme sonucu bulunan yeni değer ile Haklar Hesabında yer alan yeni değerden hangisi büyükse o değerin Haklar Hesabındaki güncel değer olarak dikkate alınması gerektiğini ileri sürmekteyiz.
KAYNAKÇA
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
- Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ Taslağı
https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/mevzuatek/vuktebkigtaslak18102023.pdf
YASAL UYARI : İnternet sitemizde yer alan yazıların tüm hakları saklıdır. Ancak yazar ve site kaynağının aktif linkine yer verilerek alıntı yapılabilir.