Vergi Dünyasını Keşfet
Popüler Başlıklar
- Birleşme Bölünme Ve Tür Değiştirme Hallerinde Vergi Uygulamaları
- Yargı Kararı Derlemesi -2: Dar Mükellef Kurumlara Yapılan Ödemelerde Vergilendirme
- Tevsi Yatırımlarda İndirimli Kurumlar Vergisi Hesaplaması
- Dönem Sonu Değerleme İşlemleri
- Avans Kar Paylarının Şirkete Geri Çağrılmasının Vergisel Sonuçları
Vergi Dünyası Hesabım
- Üye Ol
-
Giriş
Yeni Üye Ol
Üye hesabı oluşturarak, daha hızlı alışveriş yapabilir, yeni ve eski siparişlerinizin durumunu güncel takip edebilirsiniz.
Yeni Üye Ol -
Sepetim
Sepetinizde 0 ürün var
- Arama
BİLGİ
BİLGİ
Ekim 2014
Dayanağı Başka Bir Mükellef Hakkında Yazılan Vergi Tekniği Raporu Olan Vergi İncelemeleri, Vergi Tarhiyatları Ve Vergi Davalarının ?bireysel Başvuru? Hakkı Bakımından İncelenmesi
Eski Baş Hesap Uzmanı Av. BEKİR BAYKARA
150
Sepete Ekle
Mal ya da hizmet alınan mükellefler hakkında, sahte belge düzenleyicisi olduğu iddiasıyla Vergi Tekniği Raporu (kısaca VTR olarak anılacaktır) düzenlendiği hallerde; söz konusu belgeleri kullananlar hakkında yapılan incelemelerde, kendilerine bu VTR tebliğ edilmediği gibi, içeriği hakkında da yeterli bilgi verilmemektedir. Bu haliyle mükellefler, hiçbir bilgi sahibi olmadan dava açmaya zorlanmaktadırlar. Yahut da ‘sahte’ faturayı bilmeden kullandığı kabul edilerek bir ‘uzlaşma hakkı’ tanınmışsa, bu durumda da hiçbir bilgi sahibi olamadan uzlaşma yapmaya zorlanmış olmaktadırlar. Çoğunlukla dava aşamasında da bu haklar kısıtlanmakta, mükellef VTR’yi hiç görmeden kararla karşılaşabilmektedir. İtiraz veya temyiz aşamasında VTR’ye ulaşabilen mükellef, itiraz veya temyiz istemi kabul edilse bile, maddi ve manevi büyük kayıplara uğramaktadır. İdarenin ve yargının VTR konusundaki bu tutumu, Anayasa 36’ncı madde ile İHAS (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi) 6’ncı maddesinde güvence altına alınmış olan adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelir. Bu ihlal nedeniyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilir. Bugüne kadarki uygulamasına bakarak, Yüksek Mahkeme’nin bu konuda ihlal kararı vereceğini düşünüyoruz.
VTR’nin en geç ihbarname ekinde mükellefe tebliği hukukun gereğidir. İşlemin asıl sebebini içeren VTR’nin dava aşamasında mahkemeye ibrazı, özellikle uzlaşma imkânı olan hallerde, tarh aşamasındaki mükellef haklarını geri getirmeyecektir. Verginin tarhı aşamasında mükellefin dava açmak, bazı durumlarda uzlaşmaya başvurmak veya en azından VUK 376. md. ye göre cezalarda indirim hakkından birini seçme imkânı mevcuttur. Oysa dava açmak için haklı olmak yetmez. Gerekli savunma araçlarına da sahip olmak gerekir. VTR’nin ihbarnameye eklenmemesi, sayılan üç haktan birini seçme imkânını ortadan kaldırmaktadır. VTR’nin ihbarnameye eklenmemesinden ötürü mahkeme tarafından iptal kararı verilmemesi, mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelecektir. Mülkiyet hakkı, İHAS Ek Protokol 1’de ve Anayasa’nın 35’inci maddesinde düzenlendiğine göre, kişi bu hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilir. Bu başvuru sonucunda da, ihlal kararı çıkacağı kanaatindeyiz.
Bu İçeriği Görüntüleyebilmek İçin Aşağıdaki Ürünleri Satın Alabilirsiniz.
İlgili Diğer Yayınlar
Hemen Satın Al

Ekim 2014 Vergi Dünyası Dergisi
Ekim 2014, Yıl:33, Sayı:398 ISSN No: 1300-851X 150
Yıllık Online Dergi ve Arşiv Aboneliği
Vergi Dünyası Dergisi ve Arşivler Online Olarak 12 Ay Boyunca Elinizin Altında. 6500